Ana içeriğe atla

Kayıtlar

YENİ GIDA KAYNAĞI “BÖCEKLER”

                      Ne yapsak ne etsek son günlerde şaşırdık. Biz insanoğlu artık ne yiyeceğimizi şaşırdık. İlk olarak yapay et gündeme getirildi. Neymiş efendim inekler iklim değişikliğinin en büyük sebebiymiş. Daha bu tartışma devam ederken yeni bir konu geldi gündeme. Böcek yenip yenmeyeceği ile ilgili bir tartışmanın içinde bulduk kendimizi.                 8 milyara yakın nüfusuyla insanoğlu dünyanın tüm nimetlerini kendi menfaati için hor bir şekilde kullanıyor. Ancak konunun dünya gıda üretiminin insanoğlunun ihtiyacını karşılayamamasından kaynaklandığını sanmıyorum. Alternatif gıda kaynakları ile ilgili araştırma yapan ve bu konuları gündeme taşıyan ülkelerin niyetleri ile ilgili derin şüpheler var. Birçok bilim insanı gerek bitkisel ve gerekse hayvansal üretimi çeşitli ıslah yöntemleri ile artırmak için yoğun çaba göstermektedir. Bu çalışmalar insanlık için çok önemli çalışmalardır. Daha az su tüketerek az alanda daha çok ürün elde etmek için yapılan çabalar açlığın önlenm

KÜRE YANIYOR

            Yanıyoruz. Son zamanlarda gündemimize Küresel Isınma tabiri gündemimize girdi. Küresel ısınma ne ve neden bu kadar gündemi meşgul ediyor. Normal şartlarda okyanusta yaşayan Balon Balığı ve Aslan balığı gibi 65’e yakın balık türü Akdeniz’de görünmeye ve normal ekolojiyi tehdit etmeye başladı. Dünya çapında ve Ülkemizde de özellikle Akdeniz bölgesinde yoğun orman yangınları yaşanmakta. Karadeniz bölgesinde üst üste sel felaketleri yaşanmakta. Bunlar küresel ısınmanın ayak sesleri aslında.             Küresel ısınma yeni bir konu değil zira bilim adamları uzun süredir insanoğlunun dikkatini bu yöne çekmeye çalışıyor. Yine bu konu birçok sinema filmine konu olmuştur. Küresel ısınma sebepleri ile ilgili birçok çalışma yapıldı. Bu sebeplerin en önemlileri fosil yakıt tüketimi, metan, karbondioksit ve su buharı gibi gazların atmosferde birikimidir. Biz insanlar, daha çok tarım arazisi yaratmak için Dünya'nın yüzeyini değiştirdik. Günümüzde tarım, Dünya'nın kara alanın

SAĞLIK VE ŞİDDET

              Son dönemlerde sağlık ve şiddet kelimeleri sık sık bir arada kullanılmaya başlandı. Ne tuhaf bir ikilem. Oysa sağlık ve sağlıkçılar Dünyanın her döneminde en çok ihtiyaç duyulan kavramlar olmuştur. Dünya’da insan ömrü ortalamaları 1900’lü yıllarda 31 yıl, 1950’li yıllarda 48 yıl, 2010 yılında 67,2 yıl, 2018 yılında 72 yıl olarak bilinmektedir. Özellikle son yüzyıl içinde görüntüleme cihazları gibi teknolojik gelişmeler sağlık alanında çığır açarak hastalıkların tedavisinde büyük kolaylıklar sağlamıştır. Bu da ortalama insanoğlunun ömrünün uzamasının temel sebeplerinden biridir.             M.Ö. 5000 yıllardan beri insanoğlu hastalık ve yaralanmalara karşı tedavi yöntemleri geliştirmeye çalışarak bugün tıbbın temelini atmıştır. Bundan 50 yıl öncesine kızamık, difteri, kabakulak ..vb hastalıklardan dahi bir çok insan kaybettiğimiz süreçlerden çıkıp Covid-19 gibi bir pandemiye sebep olan virüse karşı 1-1,5 yılda aşı geliştirecek seviye geldik. Sağlık sistemi bir bütün ol

EVREN VE İNSAN

            Son yüzyıl içinde insanoğlunun bilim alanında kat ettiği gelişmeler merak duygusunu arttırmıştır.   Özellikle büyük bir sır olan Evren ve Uzay hakkında birçok araştırma ve gözlem yapılmıştır. Bugünün teknolojisi ile elde ettiğimiz bilgiler dahi Evren ne kadar büyük ve muazzam bir yapı olduğunu bize göstermektedir. Evren’de 100 milyardan fazla galaksi olduğu tahmin edilmektedir. Bunlarda biri Dünya’nın da içinde bulunduğu güneş sistemine içinde barındıran Samanyolu Galaksisidir. Samanyolu Galaksi’sinde 200 milyarın üzerinde yıldız olduğu düşünülmektedir. Evrenin yaşı 14 milyar ve Güneşin 4,5 milyar yaşında olduğunu da düşünürsek Evren’in büyüklüğü ve ihtişamı hakkında bilgi edinmiş oluruz.             Dünya üzerinde yaratılmış canlıların içinde düşünebilen, konuşabilen en zeki canlı İnsanoğlu. Kendi içinde bir evren insanoğlu. Tek bir hücreden 30 trilyon hücreye evrilen muhteşem bir sistematiği olan bir canlı. Ortalama 70 yıl boyunca insan vücudu bu muhteşem sistematiği

GIDA; DÜNYANIN GELECEĞİ

                    Bugünlerde Rusya ve Ukrayna savaşı tüm dünyanın ana gündem maddesi haline geldi. Tüm ülkeler ve hatta insanlar kendi görüş ve menfaatlerine göre bir pozisyon aldılar. Kim haklı kim haksız bunu elbette tarih yazacaktır. Ancak covid-19 sürecinde ülkelerin düştüğü ekonomik çıkmaz ile birlikte değerlendirip bazı dersler çıkarmak gerekir diye düşünüyorum. Bunlardan en önemlisi olağanüstü durumlarda kendi ihtiyacınızı karşılayacak gıda üretiminizin olup olmadığıdır.                 Savaşlar ve salgınlar gibi olağanüstü durumlarda en fazla gıda ve ilaç ihtiyacı ülkeler açısından sorun teşkil ediyor. İçinde bulunduğumuz süreç gıdanın ve dolayısıyla tarım ve hayvancılığın gelecekte stratejik silahlar olacağı gerçeğini ortaya koymaktadır. Özellikle dünya Ayçiçeği ve Buğday üretiminde söz sahibi iki ülke olan Rusya ve Ukrayna savaşınca tüm dünyada un ve ayçiçeği yağı fiyatlarında büyük bir artış yaşanmaya başladı. Bir savaş tüm dünyanın gıda zincirinde aksamaya neden olabi

SANAL İNSAN

                Son zamanlarda yeni bir uygulamadan bahsedilmeye başlandı sanal evren Metaverse. İnsanları gerçek dünyadan alıp hayali bir ortamda yaratılan karakterler aracılığıyla birbirleriyle iletişim kurmayı amaçlayan bir program. Aslında sanal evrenin temelleri sosyal medya ile atılmaya başlandı. İnsanlar sosyal medyada gerçekte olmadıkları kimliklere bürünmeyi çok sevdiler. Sosyal medya hesaplarının birçoğu fake hesap denilen sahte hesaplardır. İnsanlar gerçekte yazamadıkları, söyleyemedikleri birçok şeyi sosyal medya üzerinden yazmaya başladılar. Gerçeklikten çok uzak tamamen kişinin kendi hayal dünyasına göre tanzim ettiği bir dünya oldu sosyal medya. İnsanoğlunun kendi gerçekliklerinden kaçmak için sığındığı bu platform bazı girişimciler için ciddi gelir kapısı oldu. Hatta dünyanın en zenginleri arasına girdiler. Sanal demişken olay sadece sosyal medya ile kalmıyor birde Bitcoin ile başlayan bir sanal para rüzgarı var. Hatta sanal paranın elektronik yolla yapılan madenc

İNSAN DÜNYA’YA KARŞI

  Varlığımızın sebebi ne? 5 milyar yaşında olduğu bilinen bu dünyada biz insanoğlu ne için varız? İnsanoğlunun (modern insan) dünyadaki varlığı 50 bin yıl öncesine dayandığı tahmin edilmektedir. Dünyanın asıl takvimlendirilmesi bence insandan önce ve insandan sonra diye ayrılmalı. Milat insanoğlunun dünyaya gelmesi ile başlamıştır. İnsandan önce dünya büyük değişiklikleri sadece dünya dışından gelen etkileşimlerle yaşamıştır. Örnek meteor çarpması sonucu dinazorların ve birçok türün yok olması ile başlayan süreç. Bu tip etkiler dışında doğanın standart kanunlarını değiştirecek bir güç dünya üzerinde bulunmuyordu. Bir gün insanoğlu dünyaya geldi. Başlarda doğanın kanunlarına uydu. Diğer canlılar gibi yaşamaya ve çoğalmaya çalıştı. Bir zaman sonra insan nüfusu artınca toplu yaşam alanları oluşmaya başladı. Başta doğa kanunlarına uymak zorunda olan insanoğlu sonraları bu kanunları kendi çıkarları uğruna değiştirmeye çalıştı. Doğayla insanoğlu arasında kıyasıya bir mücadele başladı. İn

İNSANLAR VE KÖPEKLER

              Son günlerde gündemimize Gaziantep’te pitbull saldırısında yaralanan Asiye kızımız ile giren köpekler. Sahipli veya başıboş köpekler ve bunların insanlara saldırıları. Bu konuyla ilgili birçok kesiminden ses yükseliyor. Bu konuyu birkaç yönden ele almak gerek diye düşünüyorum.             İlki Asiye kızımıza saldıran sahipli köpekler. Bin yıllardır insanın en yakın dostu olan köpekler nedense bir anda düşman ilan edildi. İşin aslı suçlu olan köpekler değil. Biz insanlar gibi köpeklerde katil doğmazlar, yetiştirme şartları ve onları yetiştiren insanlar köpeklere bunu yaptırırlar. Burada asıl sorgulanması gereken hayvan sahipleridir. İnsan topluluğunun içinde yaşayan bizler başka insanlara zarar verecek tarzda köpek niye eğitiriz. Buna niye ihtiyaç duyarız. Bu tip beslenmesi yasak olan köpek ırkı besleyenlere veya köpekleri saldırgan bir şekilde eğiterek diğer insanlara zarar verilmesine yol açanların psikolojileri incelenmeli köpek sahibi olmaları engellenmelidir. Alko

GELECEĞİN YALNIZ BİREYLERİ

       İnsanoğlu M.Ö. 10000 yılları civarında yerleşik hayata geçmiştir. Bu süreçle beraber birlikte yaşam ve topluluklar oluşturma süreci başlamıştır. İnsanoğlu neden topluluklar kurma ihtiyacı hissetti? İnsanoğlu yaradılışı gereği sosyal bir varlıktır. Bundan dolayı birlikte yaşamın yollarını aradı. Yardımlaşma, hayatta kalma, daha iyi beslenmek gibi nedenler topluluk kurma sürecini hızlandırdı. Bu süreç zamanla köyler, kasabalar ve şehirler kurulmasına sebep oldu. Günümüzde 40 milyon insanın yaşadığı şehirler bulunmaktadır. Dünya üzerindeki insan nüfusu 8 milyar civarına ulaşmıştır.  Yalnız başına yaşamını sürdürmek zorunda olan ilk insandan günümüze geçen 15 bin yıla yakın süreçte neler değişti. İnsanoğlu kendi benliğini doyurabilmek için sürekli arayış halindedir. Daima daha fazlasını istemektedir. Asıl problem buradan başlamakta. İhtiyaçlar doğrultusunda bir araya gelen insanoğlu artık yok. Yaşadığımız zaman diliminde dünyadan beklentisi kalmamış madden doygunluğa ulaşmış bir t

ÜRETEN İNSAN – TÜKETEN İNSAN

     İnsanoğlu üreten olmak yerine neden tüketen olmayı tercih ediyor? İnsanoğlu ilkel yaşamdan günümüze kadar en doğal ihtiyaç olan beslenme ihtiyacını karşılamak için mücadele etti. Ateşin keşfi, avcılık ile besin ihtiyacını karşılamanın yolunu açtı. Ardından tarımı öğrendi. 10.000 yıl önce buğday ile başlayan tarımsal faaliyetler zamanla çeşitlenerek arttı. İlk başlarda sadece kendi ihtiyacını karşılamak için avlandı ve üretti.       Dünya üzerinde insan nüfusu artmaya başlayınca ilk takas ile ticaret başladı. Ticaret para icat edilene kadar takas ile yapıldığı için daha fazla üretme ve avlanma ihtiyacı doğdu. Lidyalılar M.Ö. 7.yüzyılda parayı icat edince üretim ihtiyacı daha fazla arttı. Para insanlarda birikim yapılma arzusunu doğurdu. Zenginleşme işte bu dönem başladı. Artık yatırım aracı olan değerli madenler ticarette kullanılıp biriktiriliyordu.       Ticaretin para üzerinden dönmesiyle, üretmeyen sadece satışa aracılık eden tüccar sınıfı oluştu. Bu olayın devamı insanoğlunun