Ana içeriğe atla

SAĞLIK VE ŞİDDET

 

            Son dönemlerde sağlık ve şiddet kelimeleri sık sık bir arada kullanılmaya başlandı. Ne tuhaf bir ikilem. Oysa sağlık ve sağlıkçılar Dünyanın her döneminde en çok ihtiyaç duyulan kavramlar olmuştur. Dünya’da insan ömrü ortalamaları 1900’lü yıllarda 31 yıl, 1950’li yıllarda 48 yıl, 2010 yılında 67,2 yıl, 2018 yılında 72 yıl olarak bilinmektedir. Özellikle son yüzyıl içinde görüntüleme cihazları gibi teknolojik gelişmeler sağlık alanında çığır açarak hastalıkların tedavisinde büyük kolaylıklar sağlamıştır. Bu da ortalama insanoğlunun ömrünün uzamasının temel sebeplerinden biridir.

            M.Ö. 5000 yıllardan beri insanoğlu hastalık ve yaralanmalara karşı tedavi yöntemleri geliştirmeye çalışarak bugün tıbbın temelini atmıştır. Bundan 50 yıl öncesine kızamık, difteri, kabakulak ..vb hastalıklardan dahi bir çok insan kaybettiğimiz süreçlerden çıkıp Covid-19 gibi bir pandemiye sebep olan virüse karşı 1-1,5 yılda aşı geliştirecek seviye geldik. Sağlık sistemi bir bütün olarak gelişmeye ve insanlığa hizmet etmek için çalışmaya devam etmekte.

            Sağlık sisteminin gelişmesi bizler üzerinde farklı bir algıya sebep oldu. Hekimleri insanüstü bir canlı olarak tasvir etmeye başladık galiba. Tedavi olmayan, ölen her hasta yakını hekimleri suçlamaya başladı. İnsan hayatı kutsal ve hiçbirimiz bir yakınını kaybetmek istemez. Ancak insanoğlu bir makine değil söküp onarıp yerine takılınca veya parça değiştirince ilk hali gibi çalışmaya devam etsin. Biyolojik bir sistemden bahsediyoruz. Mükemmel bir yaratılışa sahip bir mekanizmadan. Ancak zamanla hasara uğrayan ve sonu ölüm olan bir mekanizma. Bunu iyi bilmek lazım her hekim hastasını tedavi etmek için çaba sarf eder. Ancak ölüm Dünyanın bir gerçeğidir. Hepimiz bir sebeple öleceğiz.

            Şiddet sorunu toplumun eğitim seviyesi ile doğrudan ilişkili bir konudur. Burada eğitim derken konuyu her yönüyle ele almak lazım. Çünkü şiddet toplumumuzda çekirdek aileden başlayarak her kesim ve koşulda devam ediyor. Özellikle sosyal medyanın ve televizyonun hayatımıza girmesiyle kaybettiğimiz gelenek ve göreneklerimiz toplumsal şiddet konusun da ciddi bir kontrol mekanizması kuruyordu. Büyüklerimiz Hekimlere, Öğretmenlere yani vatandaşa hizmet edenlere büyük bir saygı duyar ve çocuklara bu saygıyı aşılardı. Hatayı toplum olarak hepimiz kendimizde aramalıyız. Şiddet uygulayan insanlar içimizden birileri birimizin arkadaşı, ötekinin kardeşi. Sosyal medyadan kınamak bir şeyleri değiştirmiyor maalesef. İnsana, hayvana, doğaya saygılı, merhametli bir nesil yetiştirmek toplum olarak hepimizin sorumluluğudur.  Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye öğüdüyle yazıma son vermek istiyorum.  "Ey oğulinsanı yaşat ki, devlet yaşasın"


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SAĞLIKLI BİR DÜNYA İÇİN İNEKLER Mİ, İNSANLAR MI, AZALTILMALI?

              Dünya nüfusu 8 milyarı geçti. Nüfusu hızla artan insanoğlu kendine yeni yaşam alanları açmak için yoğun bir çaba içerisine girdi. Yeni yaşam alanının yanında hızla artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için bir yandan birim alandan daha fazla ürün elde etmeye çalışırken diğer yandan yeni tarım alanları açma çalışmalarını sürdürmektedir. Artan insan nüfusu gelişen teknoloji, ulaşım araçları enerji ihtiyacını artırmış ve bizleri daha fazla fosil yakıt kullanımına itmiştir. Günümüzde insanoğlunun yaşam tarzı dünyanın Karbon dengesini bozmuş ve küresel ısınma dolayısıyla büyük bir iklim krizi ile baş başa bırakmıştır.             Seller, orman yangınları, kuraklık insanları zor durumlarda bırakmaya devam etmektedir. Başta gıda üretimi kaynaklı olmak üzere gelecekte bizi zor günlerin beklediği aşikârdır. Tam da bu nokta devletler bu olaya karşı çözüm arayışlarına girmiştir. Bazı kesimler Küresel ısınmadan dolayı inekleri suçlayıp, yapay et fikrine insanları alıştırmaya

VETERİNER HEKİMLİKTE GEÇMİŞ VE GELECEK

  Veteriner Hekimlik mesleğinin insanoğlunun geleceğinde önemli bir rolü olduğunu son dönemde yaşanan zoonoz kökenli hastalıkların artışıyla tüm dünya öğrendi ve bu bize ağır bedeller ödetti. Gelişmiş ülkeler Veteriner hekimlik altyapılarına yatırım yaparak güçlendirmeye çalışıyorlar. Ülke olarak biz hala Veteriner Hekimlik mesleğini birilerine anlatmak ile uğraşmaya devam ediyoruz. Veteriner hekimlik mesleği tarihi beşeri hekimlik ile doğrudan bağlı ve tarihi binlerce yıl öncesine dayanan bir meslek gurubudur. Bunu anlatmaktan ve söylemekten bıkmayacağız. Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesine 1994 yılında kayıt olan ikinci dönem mezunlarındanım. Bir koridorda Ziraat, Veteriner ve İlahiyat Fakültelerinin ortak derslikleri vardı. Bazen derslik bulamaz bahçede ders yapardık.  Birçok derse dışarıda üniversitelerden hocalar geliyordu. Hastane veya klinikten bahsetmeye gerek yok zaten. Bu şartlarda Türkiye’nin dört bir yanından gelmiş pırıl pırıl genç Veteriner Hekim adayları olarak mesl

BİRLİKTE ÇALIŞMA AZMİMİZ VE MESLEKİ KAYIPLARIMIZ

              Dünya Veteriner Hekimler Birliği  (WVA),  Veteriner hekimlik  mesleğini dünya çapında temsil eden küresel bir meslek kuruluşudur. 1863 yılında Dr J. Gamgee, ilk Uluslararası Veteriner Hekimler Kongresini toplamış. Sonrasında bu girişim "Dünya Veteriner Hekimleri Birliği" halini almıştır. Ulusal düzeydeki meslek kuruluşları bu organizasyona üye olmuşlar ve bu sayede uluslararası koordinasyon sağlanmıştır. Bu birlik, ulusal düzeydeki  veteriner tıbbın  farklı alanlarında çalışan veteriner hekimler için bir çatı kuruluştur.  Dünya Veteriner Hekimleri Birliği, Hayvan ve insan sağlığı konularının yanı sıra hayvan refahı konusunda ve birliğe üye örgütlerin/hekimlerin hakları konusunda faaliyetler gösterir. Veteriner hekimliği mesleğinin ve veteriner tıp biliminin geliştirilmesini amaçlar. Türk Veteriner Hekimleri Birliği’de  bu birliğin bir üyesidir. Türk Veteriner Hekimleri Birliği , Türkiye sınırları içerisinde mesleğini icra eden  Veteriner hekimlerin  üye ol