Ana içeriğe atla

EVREN VE İNSAN


            Son yüzyıl içinde insanoğlunun bilim alanında kat ettiği gelişmeler merak duygusunu arttırmıştır.  Özellikle büyük bir sır olan Evren ve Uzay hakkında birçok araştırma ve gözlem yapılmıştır. Bugünün teknolojisi ile elde ettiğimiz bilgiler dahi Evren ne kadar büyük ve muazzam bir yapı olduğunu bize göstermektedir. Evren’de 100 milyardan fazla galaksi olduğu tahmin edilmektedir. Bunlarda biri Dünya’nın da içinde bulunduğu güneş sistemine içinde barındıran Samanyolu Galaksisidir. Samanyolu Galaksi’sinde 200 milyarın üzerinde yıldız olduğu düşünülmektedir. Evrenin yaşı 14 milyar ve Güneşin 4,5 milyar yaşında olduğunu da düşünürsek Evren’in büyüklüğü ve ihtişamı hakkında bilgi edinmiş oluruz.

            Dünya üzerinde yaratılmış canlıların içinde düşünebilen, konuşabilen en zeki canlı İnsanoğlu. Kendi içinde bir evren insanoğlu. Tek bir hücreden 30 trilyon hücreye evrilen muhteşem bir sistematiği olan bir canlı. Ortalama 70 yıl boyunca insan vücudu bu muhteşem sistematiği aynı düzen ve intizamla işletir. Aynı Evren’in 14 milyardır işleyen muhteşem sistematiği gibi. O zaman her insan kendi başına bir evren diyebiliriz.

Yukarıda ki bilgiler ışığında Evren ve İnsan ilişkisini incelemek istiyorum. Koca evrende insanoğlu bir nokta dahi etmiyor. Hatta güneş sistemi dahi sadece Samanyolu galaksisi içinde bile çıplak gözle görünebilme ihtimali çok zor.

Koskoca evrende Dünya denen gezegen de yaratılan bu muhteşem canlı insanoğlunun evren karşısında aslında hiç sayılabilecek bir pozisyonda olduğunu çok rahat görebiliyoruz. Evren insanoğlu için yaratıldıysa, insanoğlu ne için yaratıldı? Biz yaratılış amacımızın farkında mıyız?  Doğar, büyür ve ölürüz. İki üç nesil sonra ismimizi hatırlayan hiç kimse kalmıyor. Dünya denen bu gezegende diğer canlılar gibi beslenip, çoğalıp, ölüp gidecek miyiz? Tabi ki hayır. İnsan olmanın gereklerini yerine getirmeli ya da bir eser bırakmalı dünyada. Şu koca evrende varoluş sebebine uygun yaşayan iyi bir insan geçti denmeli ardımızdan. Aksi takdirde kalmaz farkımız herhangi bir canlıdan. Düşünebilmek bize verilmiş bir nimet ise düşünmeliyiz derinlemesine. Her birimiz sormalıyız kendi kenimize;

Ben kimim?

Yaşama amacım ne?

İnsanlık adına ne yaptım bu fani Dünya’da?

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SAĞLIKLI BİR DÜNYA İÇİN İNEKLER Mİ, İNSANLAR MI, AZALTILMALI?

              Dünya nüfusu 8 milyarı geçti. Nüfusu hızla artan insanoğlu kendine yeni yaşam alanları açmak için yoğun bir çaba içerisine girdi. Yeni yaşam alanının yanında hızla artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için bir yandan birim alandan daha fazla ürün elde etmeye çalışırken diğer yandan yeni tarım alanları açma çalışmalarını sürdürmektedir. Artan insan nüfusu gelişen teknoloji, ulaşım araçları enerji ihtiyacını artırmış ve bizleri daha fazla fosil yakıt kullanımına itmiştir. Günümüzde insanoğlunun yaşam tarzı dünyanın Karbon dengesini bozmuş ve küresel ısınma dolayısıyla büyük bir iklim krizi ile baş başa bırakmıştır.             Seller, orman yangınları, kuraklık insanları zor durumlarda bırakmaya devam etmektedir. Başta gıda üretimi kaynaklı olmak üzere gelecekte bizi zor günlerin beklediği aşikârdır. Tam da bu nokta devletler bu olaya karşı çözüm arayışl...

COVİD-19

     2019 yılının aralık ayında Dünya’da ilk defa Çin’de ortaya çıkan bir hastalık tüm Dünya’yı esir aldı. Çin’de vahşi hayvan satılıp yendiği hayvan pazarlarından insanlara bulaştığı düşünülen bir virüs. Korona virüs enfeksiyonu yüzyıllar hatta dünya var oldukça unutulmayacak bir süreç yaşatıyor tüm insanlığa. İlk günlerde Çin’in Wuhan eyaletinde ortaya çıkan ve sert karantina görüntüleriyle bir anda tüm dünyanın dikkatini bölgeye çeviren olaylar. Ardından tüm dünyayı etkisi altına alan korku dolu günler. Aşı ve ilaç üretimi için yoğun çaba harcayan birçok devlet ve bilim adamı. Sınırlarını tüm dünyaya kapatan ülkeler. Sokağa çıkma yasakları ve eve hapsolmuş milyarlarca insan. Toplasanız bir çay kaşığını doldurmayacak hacimde virüs tüm dünyayı esir aldı.  XXI. yüzyılda bilim ve iletişim alanında çok hızlı ilerleme yaşayan insanoğlu büyük bir sınav ile karşı karşıya kaldı. Medeniyetin beşiği modern ülkeler dışarıdan göründüğü kadar güçlü olmadıklarını kendileri d...

SAĞLIKLI İNSAN

            İnsanoğlunun ortalama ömrü 1900’lü yılların başına kadar 30 yıl civarındaydı. Bu rakam 1950’li yıllarda 48 yıla günümüzde de 72 yıla kadar ulaştı. Son yüzyıldan önceki on binlerce yılda ortalama insan ömründeki değişim 5-10 yıl arasında değişmektedir. Son yüzyılda insan ömründeki artışın sebebi ne?   Öncelikle son yüzyıl içinde büyük gelişim sağlayan bilim teknolojileri insanı, bakterileri, virüsleri yani Dünyadaki diğer canlıları daha iyi tanımamızı sağladı. İnsan vücudunu tanıdıkça hastalıkları ve tedavi yollarını araştırmak ve çözüm bulmak daha kolaylaştı. Hastalık ajanı olan bakteri, virüs ve parazitleri tanıdıkça bunlara karşı tedavi yolları geliştirdik. Böylelikle geçmiş zamanlarda basit hastalıklardan ölen insanları tedavi etme imkânına sahip olduk. Sağlık sistemi son yüzyılda mucizevi bir gelişim sağlayarak insan ömrünün uzamasına büyük katkı sağladı.             Uzun ve ...