Ana içeriğe atla

İNSANOĞLU KEŞİFLER VE YAPAY ZEKA

          Biz insanoğlu tembel canlılarız galiba. Bu sözlerime tepki göstereceğinizi biliyorum. Ancak konuyu biraz açmama izin verirseniz ne demek istediğimi anlayacaksınız sanırım. Belki hak verirsiniz belki karşı çıkarsınız takdir sizin.

        İnsanoğlu ilkel çağlardan itibaren işlerini kolaylaştırmak için aletler geliştirmiş ve gelişmeler çağlar atlatmış beraberinde medeniyeti bizlere getirmiştir. Tekerleğin icadı, yazının icadı, barutun icadı… vb. keşifler insanlık tarihine damga vurmuştur. Sürekli hayat standartlarımız artırmak için yoğun çaba sarf etmekteyiz. Başlarda fiziki olarak aşırı güç gerektiren işleri daha rahat yapabilmek için geliştirdiğimiz aletler ilerleyen süreçlerde otomobil ve uçak benzeri ileri teknoloji gerektiren ve Dünya’yı adeta küçülten keşiflere dönüştü.

Bu keşifler içinde bilgisayar’ın keşfi insanlık tarihi açısından çok hızlı gelişim sürecini başlatmıştır. Son elli yılda yapılan teknolojik gelişme ve ilerleme önceki tüm zamanlardan daha fazla oldu diyebiliriz. İnternetin hayatımıza girmesiyle beraber akıllı cihazlar beynimize hükmetmeye her hareketimizi takip etmeye başladı. Artık cep telefonu uygulamalarına gelen reklamlar insanda her adımızın takip edildiği hissi uyandırıyor. Bu sadece hissiyatla kalmıyor her adımımız kayıt altına alınıyor.

Son olarak insanoğlu olarak uğraşımız bizim yerimize düşünecek bilgisayarlar geliştirmek. Yapay zeka olarak tanımladığımız ve bir çok alanda kullanımına başlanan bu sistemin çok faydalı ve başarılı yönleri olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Ancak her icat kendi risklerini beraberinde getirmez mi? 1945 yılında nasıl olsa kullanılmaz diyerek icat edilen Atom Bombası Hiroşima ve Nagazaki’de 500 bine yakın insanın ölümüne sebep oldu. Ayrıca bu silah hala bazı devletler tarafından tehdit unsuru olarak kullanılmaktadır.

Yapay zeka diye başlayan ve gelişiminin nereye varacağı bilinmeyen bu teknoloji gelecekte bilim kurgu filmlerinde dahi ön görülmeyen bir gelecek bize hazırlıyor olabilir mi? Gelecekte bir gün yapay zeka ile işleyen makinelerin fişini çekemezsek ya da kapatamazsak. İnsan gibi düşünen karar alabilen ancak birer makine olduğundan vijdan ve merhamet gibi insani özellikleri olamayan yapay zeka ürünü robotlar. İnsanoğlu olmazsa Dünya daha yaşanılır bir yer olur teziyle tüm insanlığı yok etmek istemeyeceklerinin bir garantisi var mı? Fazla ütopik olduğunu düşündüğünüzü biliyorum. Ancak insanoğlu hiçbir zaman duracağı noktayı bilmedi ve hep daha iyisini istedi. Daha iyisi ok ve yayla, kılıç ve kalkanla başlayan savaşlar nükleer silahlarla toplu katliamlara devam etti.

Bırakın insanoğlu düşünsün doktorlar, mühendisler insan olsun robot olmasın. Bizi var eden insani özelliklerimizi kullanalım çalışalım, yorulalım ama bunu insanoğlu olarak biz yapalım. Teknoloji bile olsa bir sınır çizelim. Hayatımızı teknoloji yönetmesin.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SAĞLIKLI BİR DÜNYA İÇİN İNEKLER Mİ, İNSANLAR MI, AZALTILMALI?

              Dünya nüfusu 8 milyarı geçti. Nüfusu hızla artan insanoğlu kendine yeni yaşam alanları açmak için yoğun bir çaba içerisine girdi. Yeni yaşam alanının yanında hızla artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için bir yandan birim alandan daha fazla ürün elde etmeye çalışırken diğer yandan yeni tarım alanları açma çalışmalarını sürdürmektedir. Artan insan nüfusu gelişen teknoloji, ulaşım araçları enerji ihtiyacını artırmış ve bizleri daha fazla fosil yakıt kullanımına itmiştir. Günümüzde insanoğlunun yaşam tarzı dünyanın Karbon dengesini bozmuş ve küresel ısınma dolayısıyla büyük bir iklim krizi ile baş başa bırakmıştır.             Seller, orman yangınları, kuraklık insanları zor durumlarda bırakmaya devam etmektedir. Başta gıda üretimi kaynaklı olmak üzere gelecekte bizi zor günlerin beklediği aşikârdır. Tam da bu nokta devletler bu olaya karşı çözüm arayışlarına girmiştir. Bazı kesimler Küresel ısınmadan dolayı inekleri suçlayıp, yapay et fikrine insanları alıştırmaya

VETERİNER HEKİMLİKTE GEÇMİŞ VE GELECEK

  Veteriner Hekimlik mesleğinin insanoğlunun geleceğinde önemli bir rolü olduğunu son dönemde yaşanan zoonoz kökenli hastalıkların artışıyla tüm dünya öğrendi ve bu bize ağır bedeller ödetti. Gelişmiş ülkeler Veteriner hekimlik altyapılarına yatırım yaparak güçlendirmeye çalışıyorlar. Ülke olarak biz hala Veteriner Hekimlik mesleğini birilerine anlatmak ile uğraşmaya devam ediyoruz. Veteriner hekimlik mesleği tarihi beşeri hekimlik ile doğrudan bağlı ve tarihi binlerce yıl öncesine dayanan bir meslek gurubudur. Bunu anlatmaktan ve söylemekten bıkmayacağız. Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesine 1994 yılında kayıt olan ikinci dönem mezunlarındanım. Bir koridorda Ziraat, Veteriner ve İlahiyat Fakültelerinin ortak derslikleri vardı. Bazen derslik bulamaz bahçede ders yapardık.  Birçok derse dışarıda üniversitelerden hocalar geliyordu. Hastane veya klinikten bahsetmeye gerek yok zaten. Bu şartlarda Türkiye’nin dört bir yanından gelmiş pırıl pırıl genç Veteriner Hekim adayları olarak mesl

BİRLİKTE ÇALIŞMA AZMİMİZ VE MESLEKİ KAYIPLARIMIZ

              Dünya Veteriner Hekimler Birliği  (WVA),  Veteriner hekimlik  mesleğini dünya çapında temsil eden küresel bir meslek kuruluşudur. 1863 yılında Dr J. Gamgee, ilk Uluslararası Veteriner Hekimler Kongresini toplamış. Sonrasında bu girişim "Dünya Veteriner Hekimleri Birliği" halini almıştır. Ulusal düzeydeki meslek kuruluşları bu organizasyona üye olmuşlar ve bu sayede uluslararası koordinasyon sağlanmıştır. Bu birlik, ulusal düzeydeki  veteriner tıbbın  farklı alanlarında çalışan veteriner hekimler için bir çatı kuruluştur.  Dünya Veteriner Hekimleri Birliği, Hayvan ve insan sağlığı konularının yanı sıra hayvan refahı konusunda ve birliğe üye örgütlerin/hekimlerin hakları konusunda faaliyetler gösterir. Veteriner hekimliği mesleğinin ve veteriner tıp biliminin geliştirilmesini amaçlar. Türk Veteriner Hekimleri Birliği’de  bu birliğin bir üyesidir. Türk Veteriner Hekimleri Birliği , Türkiye sınırları içerisinde mesleğini icra eden  Veteriner hekimlerin  üye ol