Ana içeriğe atla

FUTBOL VE FANATİZM

              

          FIFA, futbola benzeyen ve bilimsel kanıtlara sahip olan ilk oyunun, MÖ 300-200 yıllarında Çin'de askerî eğitim amacıyla oynanan Cujuya dayandığını belirtmektedir. Bu da insanoğlunun yaklaşık 2300 yıldır futbol veya benzeri oyunları oynadığını gösteriyor. Bugünkü kurallarıyla futbol 19. Yüzyılda İngiltere’de oynanmaya başladı. Günümüzde en fazla oynanan ve izlenilen spor dalıdır.

            Futbol seyir zevki yüksek olan bir spor dalı olduğundan hepimiz izleriz hatta çoğumuz hala amatörce halı sahalarda futbol oynarız. Spor yapmak genel olarak insanların fiziksel olarak yorulmasına neden olsa da günlük sıkıntı ve stresten uzaklaştırdığı psikolojik olarak rahatlatır bizi. Spor yapmak hem beden hem de ruh sağlığımızı korumamamıza yardım eder. Futbolda en sık yaptığımız spor dallarından biri olarak öne çıkmakta. Futbol özelinde iki takım arasında oynandığından dolayı her zaman tatlı rekabeti beraberinde doğurur. Rekabet tatlı olunca hem seyretmesi hem de oynaması büyük bir zevk verir insana.

            Günümüzde futbol dünyada çok büyük bir ekonomik sektör haline geldi. Bu da futbolun daha sert ve acımasız bir hale gelmesine neden oldu. Transfer rakamları bir insanın normal şartlarda kazanamayacağı kadar yüksek bedeller. Yapılan devasa yatırımlar futbolu bir spor olmaktan çıkarıp yüksek paraların döndüğü bir sektör haline getirdi. Buda kazanmak için her yol mubahtır anlayışının haki olmasına sebep oldu. Andrés Escobar Saldarriaga Kolombiyalı futbolcu 2 Temmuz 1994 tarihinde 1994 FIFA Dünya Kupası'nda ABD'ye karşı kendi kalesine gol attığı için Medellin şehrinde bir barda silahlı saldırıya uğramış ve ölmüştür. Bu olay futbolla ilgili trajik olaylardan sadece bir tanesi olarak tarihe geçmiştir. Futbolun tatlı rekabeti adına fanatizm dediğimiz bir canavar tarafından yok edilmiştir. “Fanatizm, yüksek sempati ve sevginin bir marka, kurum ya da topluma mal olmuş birey üzerinde yoğunlaşmasına denir. Bu duyguyu yaşayan insanlara fanatik adı verilmektedir. Fanatik insanlar, çevresindeki doğru değerleri görmemekte, bunun yerine sadece kendi bildiği şekilde hareket etmektedir.”

            Fanatizm ve futbol kelimeleri günümüze o kadar birbirine geçmiş ki, insanları kutuplaştırmanın ve düşman haline getirmenin en kolay yolu olmuştur. Halbuki “spor dostluk ve kardeşliktir” diyoruz. Bizler Anadolu coğrafyasında yaşayan Kürd’ü, Türk’ü, Alevi’si, sün-i’si, Ermeni’si değişik din ve ırklardan oluşan aynı coğrafyada aynı kaderi paylaşan insanlarız. Anadolu gibiyiz samimi ve dürüst, ancak çabuk gaza gelen ve birbirimizi ötekileştiren bir topluluğuz. Binlerce yıldır birlikte yaşayıp birbirimizin farklılıklarına saygı duymayı öğrenemedik mi? Farklılıklarımızın birer zenginlik olduğunu öğrenemedik mi? Neden birilerinin bizi birbirimize düşürmesine göz yumuyoruz. Futbol’un görmek istediğimiz yüzü kesinlikle son dönemde gördüğümüz yüzü değil. biz birbirimizin acısını saramaya çalışan bir halkız. Birbirimizin acısına tuz serpmeyiz, acımıza tuz serpende bizden değildir.  Spor bizi birbirimize yaklaştırıyorsa spordur.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SAĞLIKLI BİR DÜNYA İÇİN İNEKLER Mİ, İNSANLAR MI, AZALTILMALI?

              Dünya nüfusu 8 milyarı geçti. Nüfusu hızla artan insanoğlu kendine yeni yaşam alanları açmak için yoğun bir çaba içerisine girdi. Yeni yaşam alanının yanında hızla artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için bir yandan birim alandan daha fazla ürün elde etmeye çalışırken diğer yandan yeni tarım alanları açma çalışmalarını sürdürmektedir. Artan insan nüfusu gelişen teknoloji, ulaşım araçları enerji ihtiyacını artırmış ve bizleri daha fazla fosil yakıt kullanımına itmiştir. Günümüzde insanoğlunun yaşam tarzı dünyanın Karbon dengesini bozmuş ve küresel ısınma dolayısıyla büyük bir iklim krizi ile baş başa bırakmıştır.             Seller, orman yangınları, kuraklık insanları zor durumlarda bırakmaya devam etmektedir. Başta gıda üretimi kaynaklı olmak üzere gelecekte bizi zor günlerin beklediği aşikârdır. Tam da bu nokta devletler bu olaya karşı çözüm arayışl...

COVİD-19

     2019 yılının aralık ayında Dünya’da ilk defa Çin’de ortaya çıkan bir hastalık tüm Dünya’yı esir aldı. Çin’de vahşi hayvan satılıp yendiği hayvan pazarlarından insanlara bulaştığı düşünülen bir virüs. Korona virüs enfeksiyonu yüzyıllar hatta dünya var oldukça unutulmayacak bir süreç yaşatıyor tüm insanlığa. İlk günlerde Çin’in Wuhan eyaletinde ortaya çıkan ve sert karantina görüntüleriyle bir anda tüm dünyanın dikkatini bölgeye çeviren olaylar. Ardından tüm dünyayı etkisi altına alan korku dolu günler. Aşı ve ilaç üretimi için yoğun çaba harcayan birçok devlet ve bilim adamı. Sınırlarını tüm dünyaya kapatan ülkeler. Sokağa çıkma yasakları ve eve hapsolmuş milyarlarca insan. Toplasanız bir çay kaşığını doldurmayacak hacimde virüs tüm dünyayı esir aldı.  XXI. yüzyılda bilim ve iletişim alanında çok hızlı ilerleme yaşayan insanoğlu büyük bir sınav ile karşı karşıya kaldı. Medeniyetin beşiği modern ülkeler dışarıdan göründüğü kadar güçlü olmadıklarını kendileri d...

SAĞLIKLI İNSAN

            İnsanoğlunun ortalama ömrü 1900’lü yılların başına kadar 30 yıl civarındaydı. Bu rakam 1950’li yıllarda 48 yıla günümüzde de 72 yıla kadar ulaştı. Son yüzyıldan önceki on binlerce yılda ortalama insan ömründeki değişim 5-10 yıl arasında değişmektedir. Son yüzyılda insan ömründeki artışın sebebi ne?   Öncelikle son yüzyıl içinde büyük gelişim sağlayan bilim teknolojileri insanı, bakterileri, virüsleri yani Dünyadaki diğer canlıları daha iyi tanımamızı sağladı. İnsan vücudunu tanıdıkça hastalıkları ve tedavi yollarını araştırmak ve çözüm bulmak daha kolaylaştı. Hastalık ajanı olan bakteri, virüs ve parazitleri tanıdıkça bunlara karşı tedavi yolları geliştirdik. Böylelikle geçmiş zamanlarda basit hastalıklardan ölen insanları tedavi etme imkânına sahip olduk. Sağlık sistemi son yüzyılda mucizevi bir gelişim sağlayarak insan ömrünün uzamasına büyük katkı sağladı.             Uzun ve ...