Ana içeriğe atla

TEKNOLOJİ İLE İMTİHANIMIZ

 

            Yaşadığımız zaman dilimine teknoloji çağı diyoruz. Teknolojinin insan yaşamına olan olumlu etkileri tartışılmaz bir gerçekliktir. Teknoloji ile beraber Dünya adeta küçük bir kasabaya dönüştü. Amerika kıtasında meydana gelen bir olayı öğrenmeniz ayları bulabiliyordu. Fransız Claude CHAPPE 1793 yılında uzak mesafelerle haberleşmeyi sağlayan bir araç geliştirdi ve adını Telgraf koydu. 1876 Alexander Graham BELL elektrik telleri üzerinden ilk insan sesini iletmeyi başarmış ve bu aletin adına Tele–Phone demiştir. Bunları televizyon ve bilgisayarın icadı izlemiştir. Yüzyılı aşkın sürede geldiğimiz noktada uydular aracılığıyla Dünya’nın herhangi bir yerinde yaşayan bir çocuğu top oynarken veya bir çiftçiyi tarlada çalışırken görüntüleyebiliyoruz. Yani artık Dünya herkes hakkında her an her bilgiye çabucak ulaşabildiğimiz mahremiyetin hızla ortadan kalktığı bir yere dönüştü.

            Teknolojinin hayatımıza kazandırdığı kolaylıklar ve güzellikleri biz insanoğlu nasıl kendi aleyhimize kullandık birde bu taraftan incelemek lazım. Önceleri kendi küçük dünyasında yaşayan ve iyiliği de kötülüğü de bu küçük alanda kalan insanoğlunun dünyası büyüyünce iyilik ve kötülük çapı da doğru orantılı olarak arttı. Günümüze baktığımızda insanoğlunun genişleyen dünyası iyilikten çok kötülüğe yaradı. Kavgalar ve savaşlar daha geniş bir alana yayıldı. “Dünya savaşı” tabirinin literatürümüze girmesinde teknoloji ile hızlanan iletişim kaynaklarının etkisi yadsınamaz. Şuan geldiğimiz noktada 3. Dünya Savaşının ayak seslerini duymaktayız.

            Teknoloji çağında birçok şey şekil değiştirdi. Savaşlar artık sadece karada olmuyor. Teknoloji, ekonomi ve toplum üzerinde savaşlar yapılıyor. Bunların en tehlikeli olanı da toplum mühendisliğidir. Bu saldırı ülkelerin ve toplumların geleceğini oluşturan çocuklar ve gençleri hedef almaktadır. İnsanların yaşam biçimlerini değiştirmeyi hedef alan bu saldırı toplumların yozlaşmasına neden olmaktadır. Birbirlerine karşı saygı ve sevgiyi yitirmiş ben merkezli bir toplum oluşturulmaktadır ki bu bir devletin yıkılmasının ilk adımıdır. Birbirine karşı saygı ve sevgiyi yitirmiş bir toplum ahlaki değerlerden uzaklaşır. Hak ve adalet gibi kavramlar zedelenmeye başlar. Günümüzün insanlığının en ciddi sorunu bu toplumsal yozlaşmaya tüm dünyanın maruz kalmasıdır.

            Bir insanın karakter yapısının gelişimi daha doğumundan itibaren başta aileden ve sonraki hayatında çevresi ile etkileşimiyle olur. Ancak günümüzde aile ve çevrenin yanına televizyon, bilgisayar ve cep telefonu gibi aletler eklendi. Karakter gelişimine etki kişiye göre değişmekle beraber ailenin etkisi fazlaydı. Günümüzde çevrenin etkisi önemli bir oranda azaldı. Teknoloji büyük oranda karakter gelişimi üzerinde etkili olmaya başladı. Topluma kısa yoldan zengin olunduğu, yalan ve entrikanın had safhada olduğu, çarpık aile ilişkilerinin olduğu özetle toplumların temel değerlerinin hepsinin yıkıldığı içerikler gösterilmeye başlandı.

            Hırsızlık yapan ve rüşvet alan insanların becerikli sayıldığı, torpilin haksızlık değil hak olarak görüldüğü, herkesin yalan söylediği bir teknoloji çağındayız.  Elbette suçlu teknoloji değil. Suçlu gelişen ve değişen teknolojiyi lehten çok aleyhine kullanan bizleriz. Hep beraber ilkokuldan başlayarak her yaştaki insana saygı, sevgi ve merhameti hatırlatarak kötü ve kötülükle mücadele etmeliyiz. “İyilik bulaşıcı bir hastalıktır, insandan insana bulaşır.” İyilik yap mutlu ol.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SAĞLIKLI BİR DÜNYA İÇİN İNEKLER Mİ, İNSANLAR MI, AZALTILMALI?

              Dünya nüfusu 8 milyarı geçti . Nüfusu hızla artan insanoğlu kendine yeni yaşam alanları açmak için yoğun bir çaba içerisine girdi. Yeni yaşam alanının yanında hızla artan nüfusun gıda ihtiyacını karşılamak için bir yandan birim alandan daha fazla ürün elde etmeye çalışırken diğer yandan yeni tarım alanları açma çalışmalarını sürdürmektedir. Artan insan nüfusu gelişen teknoloji, ulaşım araçları enerji ihtiyacını artırmış ve bizleri daha fazla fosil yakıt kullanımına itmiştir. Günümüzde insanoğlunun yaşam tarzı dünyanın Karbon dengesini bozmuş ve küresel ısınma dolayısıyla büyük bir iklim krizi ile baş başa bırakmıştır.             Seller, orman yangınları, kuraklık insanları zor durumlarda bırakmaya devam etmektedir. Başta gıda üretimi kaynaklı olmak üzere gelecekte bizi zor günlerin beklediği aşikârdır. Tam da bu nokta devletler bu olaya karşı çözüm ar...

SAĞLIKLI İNSAN

            İnsanoğlunun ortalama ömrü 1900’lü yılların başı na kadar 30 yıl civarındaydı. Bu rakam 1950’li yıllarda 48 yıla günümüzde de 72 yıla kadar ulaştı. Son yüzyıldan önceki on binlerce yılda ortalama insan ömründeki değişim 5-10 yıl arasında değişmektedir. Son yüzyılda insan ömründeki artışın sebebi ne?   Öncelikle son yüzyıl içinde büyük gelişim sağlayan bilim teknolojileri insanı, bakterileri, virüsleri yani Dünyadaki diğer canlıları daha iyi tanımamızı sağladı. İnsan vücudunu tanıdıkça hastalıkları ve tedavi yollarını araştırmak ve çözüm bulmak daha kolaylaştı. Hastalık ajanı olan bakteri, virüs ve parazitleri tanıdıkça bunlara karşı tedavi yolları geliştirdik. Böylelikle geçmiş zamanlarda basit hastalıklardan ölen insanları tedavi etme imkânına sahip olduk. Sağlık sistemi son yüzyılda mucizevi bir gelişim sağlayarak insan ömrünün uzamasına büyük katkı sağladı.             Uzun v...

GELECEĞİN YALNIZ BİREYLERİ

       İnsanoğlu M.Ö. 10000 yılları civarında yerleşik hayata geçmiştir. Bu süreçle beraber birlikte yaşam ve topluluklar oluşturma süreci başlamıştır . İnsanoğlu neden topluluklar kurma ihtiyacı hissetti? İnsanoğlu yaradılışı gereği sosyal bir varlıktır. Bundan dolayı birlikte yaşamın yollarını aradı. Yardımlaşma, hayatta kalma, daha iyi beslenmek gibi nedenler topluluk kurma sürecini hızlandırdı. Bu süreç zamanla köyler, kasabalar ve şehirler kurulmasına sebep oldu. Günümüzde 40 milyon insanın yaşadığı şehirler bulunmaktadır. Dünya üzerindeki insan nüfusu 8 milyar civarına ulaşmıştır .  Yalnız başına yaşamını sürdürmek zorunda olan ilk insandan günümüze geçen 15 bin yıla yakın süreçte neler değişti. İnsanoğlu kendi benliğini doyurabilmek için sürekli arayış halindedir. Daima daha fazlasını istemektedir. Asıl problem buradan başlamakta. İhtiyaçlar doğrultusunda bir araya gelen insanoğlu artık yok. Yaşadığımız zaman diliminde dünyadan beklentisi kalmamış madde...